1961
İlk Ateş : 1962 Sanayi Kongresi Öncesi
İlk Ateş : 1962 Sanayi Kongresi Öncesi

1961 yılında TMMOB’nin çıkardığı Teknik Haber adlı mecmuadan bir görüntü..Mühendislerin kafasını meşgul eden bir soru var:

Türkiye’de Motor ve Motorlu araç İmal edilebilir mi?

Devrim Otomobili
Devrim Otomobili

Evet yapılabiliyormuş…

1985
1. Otomotiv ve Yan Sanayii Sempozyumu
1. Otomotiv ve Yan Sanayii Sempozyumu

İlk etkinliğimiz Bursa’da 5 gün sürüyor. (4-8 Kasım 1985) Neden?1962 yılından beri büyük bir ara var ve bu konuda konuşacak çok şey var Toplamda 10 oturumda 35 bildiri sunulmuş, “Otomotiv ve Yan Sanayiinin Değerlendirilmesi” konulu bir panel ve “Otomotiv Sanayiinin geleceği” başlıklı bir açık oturum düzenlenmiş, sergi açılmış ve Bursa’daki otomotiv fabrikaları gezilmiş.

Zeki Yağlı, Coşkunöz Gen.Müd Otomotiv Yan Sanayinin Geçmiş, Bugünü ve Geleceği,.

“Bizce Türkiye’de otomotiv sanayi 1926’da Atatürk’ün direktifi ile Kayseri’de kurulmuştur. Hem de uçak yapmak üzere”

1989
II. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
II. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

Sempozyum 22-26 Mayıs 1989 tarihlerinde toplam 5 gün sürmüş ve sonunda bir açık oturum (forum) ile birlikte toplam 10 adet oturumda 33 bildiri sunulmuştur ve bunların 7’si yurt dışından bildirilerdir. Bu sempozyumda kapasite kullanım alanlarının düşüklüğü, teşvikler, hükümet uygulamaları, sektörün yan sanayi sorunları, lisans anlaşmaları ile gelen kısıtlamalar ve üretilen en az iki nesil eski modeller, ihracat yapılamaması, ar-ge’ye pay ayrılmaması konuları ağırlıklı olarak yer almıştır. Tartışmalar kısmı oldukça katılımcı geçmiştir.

Oda Yönetim Kurulu üyesi Yıldırım Çakar’ın konuşmasından;

“A.T.na girme çabalarının sürdüğü bu dönemde bu sektördeki sorunlardan birkaçını şöyle sıralamak mümkündür:

Otomotiv sanayinde kapasite kullanım oranları çok düşüktür

Ülkemizde üretim lisansör firmaların yurt dışında ürettikleri araçlardan birkaç model geride üretim yapılmaktadır

Dünyada otomotiv kuruluşları Pazar paylarını yükseltebilmek için çok yoğun bir araştırma çalışması içindedir. Ülkemizde söz konusu değildir.

Sanayimizin genel yapısına paralel olarak otomotiv alanında da devlet ve firma düzeyinde hedefleri belirlenmiş sağlıklı bir politika yoktur.”

 

Tabii arada tartışmalar da var. 9 Eylül Üni. Prof.Dr. Demir Aslanı dinleyelim

“Ben bir tüketiciyim. Varsayalım ki elimdeki arabayı değiştirmek istersem bugün neresine elinizi atsanız hemen hemen dökülecek. arabaya bir 25 milyon lira para sayıyorum”

Çevre konusunda da;

“Otomotiv sanayi derneği başkanının beyanatı var. Hava kirliliği 15.sırada gelir diyor. Ama yapılan bilimsel araştırmalarda hava kirliliğinin %70 nin otomotivden geldiği söyleniyor….

bir insanın günlük ihtiyacı olan %15 metreküp temiz havayı, bir tek motorlu taşıt ile 10 dakika içinde tamamen insan tarafından solunması zararlı hale getiriyor. “

 

1991
III. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
III. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

12-16 Kasım 1991 tarihlerinde düzenlenen sempozyumda 12 ayrı oturumda 24 bildiri sunulmuş ve ayrıca “siyasi partilerin geleceğe yönelik otomotiv ve yan sanayi politikaları” ve “otomotiv sanayinde uluslararası işbölümünde değişim ve Türk otomotiv sanayinin yeri” konulu paneller gerçekleştirilmiştir. Sempozyumun öne çıkan hatları:

Ağırlıklı sanayicilerin,

60’lı yıllardan itibaren otomotiv sanayinde yapılan lisans anlaşmalarının ihracat yapma konusunda elini kolunun bağlaması,

AR-GE yetersizliğinin ihracatı etkilediği

dünyada merkezileşme eğiliminin gittikçe arttığı,

Ar-Ge maliyetlerinin yan sanayiye kaydırılmaya başlandığı

özellikle yan sanayilere yönelik kalite anlayışının, ürün standardizasyonunun gelişmesi.

1995
IV. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
IV. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

Bu kez İstanbul’da 3-4 Kasım 1995 tarihlerinde gerçekleştirilen sempozyumda 14 adet bildiri sunulmuş ve gümrük birliği süreci ağırlıklı konu olarak işlenmiştir.

TOFAŞ Gen. Müd. Muavini Savaş Arıkan,
yeni emisyon standartları ve bu standartlara uymak için getirilen önlemler başlığı altında

“Günümüzde şehirlerdeki CO emisyonunun %90’ından fazlası motorlu taşıtlardan kaynaklanmaktadır.”

demektedir.
Türkiye’de emisyon sınırlamaları ve çevre bilinci konusunda hala alınacak çok yol var.

Otomotiv Sanayii ve Gümrük Birliği başlıklı bildirisi içerisinde OSD Gen. Sek. Ercan Tezer,

“Ancak 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz en fazla otomotiv sanayini etkilemiş bulunmaktadır.”

Dönem meşhur 5 Nisan kararları dönemi.

1997
V. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
V. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

7-8 Kasım 1997 tarihlerinde yine Bursa’da düzenlenen sempozyumda toplam 5 oturumda 11 adet bildiri sunulmuş ve kapanışta da “Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye Otomotiv Sanayinin Geleceği” konulu bir panel gerçekleştirilmiştir.

Sempozyuma özellikle Gümrük birliği sonrası teknik mevzuat değişiklikleri ve hukuksal süreçler, sınai hakların korunması, AB ile uyum süreci ve rekabet gücü, pazarlama stratejileri ve ithalat oranlarının artması ve denetlenmesi, ana ve yan sanayi ilişkileri ele alınmıştır.

Şimdi gelelim meşhur G.Kore karşılaştırmasına; ”Aslında zamanında Hyundai ile aynı anda üretime başlamıştık” cümlelerini hepimiz duymuşuzdur. Bu karşılaştırmayı Cem Soruşbay’dan dinleyelim.

Prof. Dr. Cem Soruşbay, İTÜ, Otomotiv Sanayi ve Ar-Ge çalışmaları
“Ar-Ge sisteminin çıktıları değerlendirildiğinde, 198o’li yıllarının başlarında uluslar arası indekslere giren yıllık yayın sayısı daha düşük iken 1983 yılından itibaren kaydedilen hızlı artış sonucunda G.Kore, bilime katkı payı açısından Türkiye’den çok farklı bir konuma ulaşmıştır. Teknololjik düzeyin bir ölçüsü olarak onaylanan yıllık toplam patent sayısıda benzer bir tablo ortaya koymaktadır.”

1999
VI. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
VI. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

19 -20 Kasım 1999 tarihleri arasında Bursa gerçekleştirilen VI. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu’nun ,SONUÇ BİLDİRGESİ’nden aktaralım

“Otomotiv ve Yan Sanayi sektörü, uluslar arası sürece baktığımızda giderek daralan ve kartelleşen bir gelişme göstermektedir. Gelecek projeksiyonları içinde önümüzdeki yüzyılda bu sektörde kalacak firma sayısının bir elin parmaklarını geçmeyeceği görülmektedir. Uluslararası pazarda giderek daralan ve üretimi belirli noktalarda bu süreçten Türkiye’deki sektör nasıl etkilenecektir? Önümüzdeki dönemde yapılacak etkinliklerin ana teması veya çalışma konusunu bu noktada yoğunlaşacağını ileri sürmek yanlış olmayacaktır.”

2001
VII. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
VII. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

26 -27 Ekim 2001 tarihlerinde yine Bursa gerçekleştirilen VII. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu yine bir  bir kriz dönemi döneminde gerçekleştirilmişti , Sempozyumdaki konuşmasında

Prof.Dr.ERCAN TEZER (Otomotiv Yan Sanayi Derneği Genel Sekteri)

“Geçmiş dönemlerde biz krizlerde birer hafta ara verdiğimiz vakit, hafta sonunda tekrar üretime geçtiğimizde çok ciddi kalite sorunlarıyla karşı karşıya kaldık; çünkü belirli noktada bandı terk eden işgücü, bir hafta 10 gün sonra oraya geldiği vakit, hangi noktada terk ettiğini çok doğal olarak unutuyor. Dolayısıyla bunun getirmiş olduğu negatif bir etki de şu: Bizim çok yetenekli dediğimiz, çok iyi yetiştirdiğimizi iddia ettiğimiz ve gerçekten de bununla övündüğümüz işgücümüz, bu yeteneklerini kriz dönemindeki tatiller, ara vermeler, düşük üretimler nedeniyle kaybetme
tehlikesiyle karşı karşıya.”

2003
VIII. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
VIII. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

17-18 Ekim 2003 tarihlerinde Bursa’da düzenlenen sempozyumda 4 ayrı oturumda toplam 17 bildiri sunulmuş ve ayrıca “Otomotivde üretim merkezi olma stratejisi” konulu bir panel gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda Türkiye Otomotiv sanayinin teknoloji düzeyi, yapısal değişimler, sektörün içinde bulunduğu durum ve geleceği, otomotiv çevre ilişkisi ve otomotiv vb sendikalaşma konuları ele alınmıştır.

Sonuç bildirgesinden

“Ülkemizde ekonomik ve siyasi istikrarın olmaması, sektöre yönelik stratejik planlamanın bulunmaması, yan sanayiinde yerli parça kullanımı oranının giderek düşmesi, ana ve yan sanayiide yabancı sermaye egemenliğinin giderek yükselmesi, teknolojik yenilikler, mühendislik hizmetleri, istihdam, eğitim, vergilendirme vb. sorunlardan dolayı ulusal otomotiv sanayinin oluşumundan bahsetmek mümkün görünmemektedir.”

“Otomotiv sektöründe sendikalaşma oranı düşüktür. Sendikalaşmanın aynı zamanda nitelikli işgücü anlamına geleceği unutulmamalı, bunun içinde sendikalaşma teşvik edilmelidir.”

2005
IX. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
IX. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

27-28 Mayıs 2005 tarihlerinde Bursa’da düzenlenen IX. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumunda 7 ayrı oturumda toplam 37 bildiri sunulmuştur.

2007
X.Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
X.Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

X.Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu, 25-26 Mayıs 2007 tarihlerinde Bursa TÜYAP Fuar merkezinde yapılmıştır. Sempozyumda toplam 8 oturumda 44 bildiri sunulmuştur.

CEO/TAYSAD Yön.Kur.Başkanı ÖMER BURHANOĞLU

“Türkiye’de 1,5 milyon adedi geçtiğimiz zaman artık global bir otomotiv üreticisi durumuna geliyoruz. O yüzden de küresel oyuncuların ilgisi artıyor. Ama maalesef hala üretilecek modellerde tasarım söz hakkına sahip değiliz.”

Yine SONUÇ Bildirgesinden seçerek okursak;

“Küreselleşme süreç ve politikalarının ekonomik, siyasal, toplumsal, kültürel vb. tüm düzlemlerde yıkım ve tahribatlarına karşı durabilmek mümkündür.
Bunun için öncelikle, ülkemiz stratejik öngörüyle tüm alanlarda ve tüm sektörlerde kendi politikalarını oluşturmalıdır.
Bilim ve teknolojide yetkinleşmeli, bunu ülke ölçeğinde toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla ulusal bir strateji belirlemelidir.
Ulusal AR-GE altyapısı ve yeteneklerinin gerçekleştirilmesine yönelik organizasyonlar oluşturulmalı; üniversiteler, bilim kurumları ve sanayi kuruluşları arasındaki koordinasyon ve işbirliği sağlanmalıdır.
Otomotiv ve yan sanayinde rekabet edebilirlik, işgücü maliyetlerine değil yeni teknolojilerin geliştirilmesine dayanmalıdır.
Otomotiv ana ve yan sanayinde çevre kirliliğini önleyecek ürünlerin üretilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.”

2009
11. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu
11. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

11. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu 08 – 09 Mayıs 2009 tarihlerinde yine Bursa da  gerçekleştirilmiş ve ana teması “Kalıpçılık ve Tasarım” olarak belirlenmiştir. 12 Oturumda 49 bildirinin sunulduğu etkinlik Dünyada yaşanan küresel krizin etkileri küreselleşen tüm sektörlerde olduğu gibi otomotiv sektöründe de yoğun şekilde etkisini gösterdiği, İşten çıkarılmaların, üretim durmalarının, fabrika kapatmaların ve zorunlu ücretli / ücretsiz izinlerin yaşandığı sektör kan kaybettiği bir ortamda gerçekleşmiştir.

 

 

 

 

2011
12. Otomotiv ve Üretim Teknolojileri Sempozyumu
12. Otomotiv ve Üretim Teknolojileri Sempozyumu

13-14 Mayıs 2011 tarihlerinde Bursa Tüyap Kongre Merkezinde fuar ile eş zamanlı gerçekleştirilen 12. Otomotiv ve Üretim Teknolojileri Sempozyumu’nda 7 Oturumda 42 Bildiri sunulmuştur.

Ayrıca sempozyum kapsamında; Bursa il sınırları içerisinde İlköğretim okullarında öğrenim gören çocuklarımızı bilinçlendirmek, çocuklarımıza mesleki farkındalık yaratmak amacı ile ilköğretim 3., 4., ve 5. sınıflar için “Çocuk Gözüyle Makina”, ilköğretim 6., 7., ve 8. sınıfları için “Geleceğin Taşıtları” konularında gerçekleştirilen resim yarışmalarında dereceye giren eserler fuar merkezinde sergilenerek, Sempozyum sırasında ödül töreni gerçekleştirilmiştir.

 

Sonuç bildirgesine yansıdığı üzere

“Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan Otomotiv Strateji Belgesi”nde  “Sektöre yönelik GZFT Analizi’nde “güçlü yönler” arasında sayılan “AB ülkelerine göre daha düşük maliyette işgücü; Rekabetçi maliyetlerle, esnek üretim yapabilme yeteneği” belirlemelerinin mühendisten işçiye kadar bütün çalışanların aleyhine olduğu da çok açıktır. Yine aynı belgede otomotiv kaynaklı toplum ve kent sorunlarının çözümüne yönelik hedeflerin gözden kaçırılması, kentlerin trafik alt ve üstyapısı ve potansiyelleri ile uyumsuz ve gereksiz ölçüde otomobilleşme ya da araç satışı hedeflenmektedir.” ancak Belgenin “Zayıf Yönler” ve “Tehditler” bölümlerinin ise gerçekçi olduğunu, bu sempozyumlarda yıllardan beri saptadığımız tespitlerle ciddi bir yakınlığın bulunduğunu söyleyebilirmektedir.”

 

 

2025